Kum taneleri gidişimizi gözlermiş bazen
Bizimle beraber akar,ama asla geriye dönmezmiş bizimle
Tek yarenleri kendileriymiş
Ama su gibi durularmış aynı zamanda
İster başına yıkar,ister baştan aşağı yıkarlarmış
Tek gerçek kumların varlığıymış
Kumlardan varlığa,varlıktan kumlara akarmış bir zamanlar zaman
Varlıklar sıkışmış zamanla kumdan yaptıkları oyun havuzunda
Akıcılıklarını kaybedip toprak olmuşlar
O kadar katı olmuşlar ki kumdan gelip kuma gittiklerini unutmuşlar
Ve bu yüzden katı olması umuduyla her defasında kilden uygarlıklar kurmuşlar
Şekillendirmişler herşeyi yerli yersizce,biçim kazandıkça etraflarında dünya
Seçimlerini unutmuşlar,akışı yadsımışlar,yüzüşü durdurmuşlar
Bedenlerini kayayla yoğurmuş,sertliklerini duvarla bilemişler
Ama en önemli şeyi bilememişler
Toprak olarak gelmişler dünyaya,kum hatırlatılmış onlara
Dalmışlar hülyaya
Yanlış anlamışlar yine,ve kumun gerçeği toprağın yalanı olmuş
Ama son gülen iyi gülermiş,çünkü kumun espri anlayışı öngörülemezmiş
Kilden yaptıkları kaleler dökülmüş kumun önünde birer birer
Bedenleri eskimiş,akmış tane tane rahimlerine
Çöl fırtınaları ufalamış toprağa bağlılıklarını
Kör etmiş gözlerini korkusuyla,sonra ölüm demişler onun adına
En büyük korku gelince başlarına,katı olmayan şeylere şükranlarını sunmuşlar
Bazısı "Aşk" demiş onun adına.bazısı "Tanrı" öteki "Allah" beriki "Buda"
Ama kumlar inatçıymış,inanç dinlemezlermiş,ne de olsa umursayacak kadar kulakları olmamış asla
İnsanın her söylediği yalan gibi bu da bitip dağılmış
Geriye kalan sadece biraz gerçek,duygu dedikleri yalandan kalan çığlıklar ve bir avuç kum parçasıymış
19 Mart 2010 Cuma
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)