19 Mart 2010 Cuma

Kum Taneleri

Kum taneleri gidişimizi gözlermiş bazen
Bizimle beraber akar,ama asla geriye dönmezmiş bizimle
Tek yarenleri kendileriymiş

Ama su gibi durularmış aynı zamanda
İster başına yıkar,ister baştan aşağı yıkarlarmış
Tek gerçek kumların varlığıymış
Kumlardan varlığa,varlıktan kumlara akarmış bir zamanlar zaman

Varlıklar sıkışmış zamanla kumdan yaptıkları oyun havuzunda
Akıcılıklarını kaybedip toprak olmuşlar
O kadar katı olmuşlar ki kumdan gelip kuma gittiklerini unutmuşlar

Ve bu yüzden katı olması umuduyla her defasında kilden uygarlıklar kurmuşlar
Şekillendirmişler herşeyi yerli yersizce,biçim kazandıkça etraflarında dünya
Seçimlerini unutmuşlar,akışı yadsımışlar,yüzüşü durdurmuşlar

Bedenlerini kayayla yoğurmuş,sertliklerini duvarla bilemişler
Ama en önemli şeyi bilememişler

Toprak olarak gelmişler dünyaya,kum hatırlatılmış onlara
Dalmışlar hülyaya

Yanlış anlamışlar yine,ve kumun gerçeği toprağın yalanı olmuş
Ama son gülen iyi gülermiş,çünkü kumun espri anlayışı öngörülemezmiş

Kilden yaptıkları kaleler dökülmüş kumun önünde birer birer
Bedenleri eskimiş,akmış tane tane rahimlerine
Çöl fırtınaları ufalamış toprağa bağlılıklarını
Kör etmiş gözlerini korkusuyla,sonra ölüm demişler onun adına

En büyük korku gelince başlarına,katı olmayan şeylere şükranlarını sunmuşlar
Bazısı "Aşk" demiş onun adına.bazısı "Tanrı" öteki "Allah" beriki "Buda"

Ama kumlar inatçıymış,inanç dinlemezlermiş,ne de olsa umursayacak kadar kulakları olmamış asla
İnsanın her söylediği yalan gibi bu da bitip dağılmış
Geriye kalan sadece biraz gerçek,duygu dedikleri yalandan kalan çığlıklar ve bir avuç kum parçasıymış